Bahar Alerjilerinden Çocukları Nasıl Koruyabiliriz?

Anasayfa / Haberler / Bahar Alerjilerinden Çocukları Nasıl Koruyabiliriz?
Bahar Alerjilerinden Çocukları Nasıl Koruyabiliriz?


İlkbahar ayları dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 30-40’ını etkileyen alerjik hastalıkların zirve yaptığı dönemlerden biridir. Bitki örtüsünün yenilendiği bu dönemde havadaki alerjen miktarı çok artar. Bahar alerjilerini ve bunların temel nedeni olan polenler, bitkilerden havaya saçılarak rüzgar yoluyla kilometrelerce havaya uçuşabilirler. Çayır, tahıl, ağaç ve yabani otlar en önemli polen kaynağıdır. Gün içerisinde sabah saatlerinde polen düzeyi en yoğun olan zamandır. Şubat ayı ile başlayan ağaç, çayır, hububat ve yabani ot polenleri, Ekim ayına kadar yayılım gösterir. Kuru ve güneşli havalarda polen düzeyi artar, bu nedenle küresel ısınma sonucu alerjik hastalıklarda artış görülüyor. Yağmurlu havalarda ise polen miktarı azalır. Özellikle bahar aylarında artan üst solunum yolu hastalıklarına karşı çocukların korunması oldukça önem taşır.

Bahar aylarında çocuklarımızı etkileyebilecek değişimler nelerdir?
Bahar mevsiminin yaklaşmasıyla beraber çocuklarda birtakım alerjik hastalıklar daha sık görülmeye başlanır. Bahar alerjisi; alerjik nezle, astıma ve göz alerjisine sebep olabilir. Bunun yanı sıra çocuklarda yorgunluk haline sebep olur ve okul başarılarını ciddi bir şekilde etkiler. Bahar alerjisi olan çocukların çoğunlukla burunları tıkalı olur ve bu sebeple düzenli bir uyku uyuyamazlar. Uykusunu iyi alamayan çocuklar, gün boyu kendilerini yorgun, bitkin ve halsiz hisseder.

Kaç çeşit alerji vardır ve bunlar nelerdir?
Bahar alerjilerinden en önemlileri mevsimsel alerjik rinit, alerjik astım ve polen alerjisi gibi alerjik hastalıklardır. Bu hastalıkların yanı sıra nezle, farenjit, bronşiolit ve krup gibi genellikle virüslerin sebep olduğu alt ve üst solunum yolu enfeksiyonları, çocukluk çağında görülen döküntülü hastalıklar ve yine virüslerin sebep olduğu ishallerde bahar aylarında çocuklarda oldukça rastlanır.

Mevsimsel alerjik rinit (bahar nezlesi/alerjisi): Halk arasında bahar nezlesi olarak bilinen mevsimsel alerjik rinit, genellikle nöbetler halinde tekrarlayan hapşırık, burun akıntısı ve tıkanıklık, kaşıntı, gözlerde sulanma ve kızarma, boğazda kaşıntı gibi bulgularla görülür. 15-20 kez tekrarlayan hapşırma ateş olmaksızın boğaz ağrısı, öksürük, geniz akıntısı birkaç hafta devam ediyorsa mutlaka alerjik hastalıklar düşünülerek hekime başvurulması gerekir. Bahar alerjileri en çok gençlerde görülse de bebeklerde ve ileri yaşlarda da görülebilir. Anne ve babadan birinde bahar alerjisi varsa çocukta görülme olasılığı yüzde 30, her iki ebeveynde varsa ise bu oran yüzde 60’tır.

Alerjik astım: Çocukluk çağında görülen astım yüzde 90 oranında alerjik kökenlidir. Ev içindeki alerji yapıcı maddelerin bronşlarda hassasiyet yaratması; sıcak-soğuk hava değişimi, egzersiz, solunum yolu enfeksiyonları, kimyasal kokular, hava kirliliği ve sigara dumanı gibi uyarıcılar temas astımın ortaya çıkmasına sebep olur. Bunların yanı sıra alerjik olunan maddeye aşırı maruz kalmak da öksürük, hırıltı, nefes darlığı belirtilerine yol açabilir. Üst solunum yolu alerjisi tedavi edilemeyen hastalarda alerjik astım hastalığı riski belirgin olarak artar.

Polen alerjisi: Polen alerjisi genellikle en yaygın mevsim geçişlerinde yaşanır. 5 ile 40 yaş grubu arası kişilerde görülür. Bu hastalığa yakalanan kişi sayısının günümüzde daha da arttığı görülüyor. Bahar aylarında bitkilerin çiçek açması, yaz sonunda çimenler ve pelinler polen miktarının arttığı dönemlerdir. Polenler, nefes yoluyla vücuda girdiğinde kişi alerjik bünyeli ise, göz ve burundaki dokular şişerek halk arasında saman nezlesi olarak bilinen bahar alerjisi ortaya çıkar.

Alerjilerin tedavileri var mıdır varsa nelerdir? Nasıl ilaçlar kullanılmalı?
Mevsimsel alerjij rinit tedavisi sırasında teşhis için hastalık belirtileri yeterlidir. Muayene ve alerji deri testleri ile tanı kolayca konur. Şüphelenilen hastalarda Şubat- Eylül ayları arasında bu testlerin yapılmasında fayda vardır. Bu aylarda vücuttaki alerjik cevap düzeyi artacağından tanı kolaylaşır. Alerji tespiti yapılan hastalar, antigribal antibiyotik ile ağrı kesici, öksürük şurubu gibi gereksiz ilaç kullanmaktan kurtulmuş olur.

Alerjik astım tedavisinde tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi birinci kural alerjik olunan maddeden mümkün olduğunca uzak durmaktır. Uygun önerilere uyularak çevre önlemleri alınabilir. Bu şekilde hastalık belirtileri ve bronşlardaki aşırı duyarlılığın yüksek miktarda azaltılması mümkündür. Önlemler yeterli gelmezse, ilaç tedavisinin uygun görüldüğü hastalarda bronşları tedavi eden sprey şeklindeki ilaçlar kullanılır. Bu spreyler alerjinin sebep olduğu bronş hassasiyetini azaltarak atakları önler. Ayrıca hastalığın şiddetlendiği durumlarda kullanılan bronş gevşetici spreyler de vardır. Son yıllarda astım tedavisinde kullanılan ilaçların birçoğunda kortizon bulunmaktadır. Bu kortizonların kana karışma oranı çok düşük olduğundan, uygun dozda kullanıldıklarında yan etkilere yol açmazlar.

Ancak unutulmamalıdır ki, bu ilaçlar hastalığı kökten yok etmez. Çoğu çocukta spreyler kullanıldığı sürece etkili olur. Kesildiğinde ise yeniden belirtiler ortaya çıkar. Alerjik astımda hastalığı kökten tedavi edecek ve doğal seyrini değiştirebilecek tek tedavi yöntemi alerji aşı tedavisidir.

Polen alerjisinden korunmak için, polenlerin en yoğun olduğu sabah 5 ile 10 saatleri arası dışarı çıkılmamalıdır. Dışarı bu saatlerde çıkılacaksa ağız ve burun kapatılmalıdır. Her akşam duş alınmalı, sokaktan gelince giysiler değiştirilmelidir. Araba ve evlerin camlarını açılmamalı, dışarıdayken gözlük ve şapka kullanılmalıdır. Polen alerjisi tedavisinde kullanılan anti alerjik ilaçlar hekim gözetiminde alınmalıdır. Eczaneden kesinlikle rastgele alerji ilaçları alınmamalıdır. Polen tedavilerinde immunaterapi adı verilen aşı tedavisinden hastalar fayda görmektedir. Günümüzde dilaltı ve aşılar bu konuda kolaylık sağlamaktadır. Hastalığın yüzde 100 tedavisinin mümkün olmadığını unutulmamalıdır. Ancak alınacak tedbirler ile kontrol altına alınabilir.

Anneler bebek ve çocuklarını korumak için neler yapmalıdır? Bahar aylarında ani sıcaklık yükseliş ve düşüşleri çocuklarımızda ne gibi etkilere sebep olur? Bunlara karşı neler yapılmalıdır?

Bahar alerjilerinden çocukların en az şekilde zarar görmeleri için ebeveynlerin yapacağı birtakım yollar vardır. Alerjik hastalıklar ve enfeksiyon hastalıkları çoğunlukla ani hava değişimlerinde ortaya çıkar. Bu dönemlerde çocuklar sıcaklığa uygun olarak giydirilmelidir. Terleten kıyafetlerden uzak durulmalı, gerektiğinde terli giysiler sık sık yenileriyle değiştirilmelidir.

Çocuğun ellerini sıkça yıkamak her dönemde enfeksiyonlardan korunmanın en basit ve en etkili yollarından biridir. Eve gelindiğinde ebeveynlerin önce ellerini ve yüzünü yıkayıp sonra çocuklarıyla temas etmeleri gerekir. İyi ve dengeli beslenmek de bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Yoğurt, kefir benzeri besinler, probiyotik içerdikleri için barsak florasını güçlendirir. İshaller de dahil birçok enfeksiyon hastalığından korur. Taze meyve ve sebzeler de bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden bolca tüketilmelidir. Güneşli havalarda yarım saat yapılacak bir yürüyüş de hem çocuklar hem yetişkinler için oldukça faydalıdır. Ayrıca iyi havalandırılmayan kapalı mekanlardan ve alışveriş merkezlerinden uzak durulmalıdır.

Astımlı çocuklar bahar aylarında neler yapmalı? Evde ve sokakta polen ve tozlara karşı alınabilecek önlemler neler olmalıdır?
Çocukta burun akıntısı, kırıklık ve hapşırık gibi belirtiler görülüyorsa çocuğa maske takarak enfeksiyon bulaşması önlenebilir. Çocukları alerjiden korunmanın en iyi yollarından biri de polenlerden ve yıl boyunca ev tozlarından korunmaktır. Evi havalandırmak için pencereleri açmak yerine, polen filtreli klima ya da hava temizleyici kullanılması önerilir.Bu dönemlerde alerjileri olan kişilerin mümkün olduğunca dışarıya çıkmamaları da gerekir. Kapalı ve iyi havalandırılmayan mekanlar risk taşır.

Aynı şekilde hamileler bu aylarda hastalıklardan ve alerjilerden nasıl korunabilirler?
Alerjik bünyesi olan hamilelerin alerji etkenine maruz kalması daha kolay olur. Alerjiye sebep olan bu etkenler solunum yoluyla alınan çeşitli toz, polen, hayvan tüyü gibi maddeler olabilir.  Ayrıca halı, yün, klima da alerjiye zemin hazırlar. Anne adayının solunumunu olumsuz etkileyeceği için evde sigara içilmemeli, virüs hastalıklarına karşı önlem alınmalı, ev sık sık havalandırılmalı ve çok fazla kapalı mekanlarda zaman geçirilmemelidir. Bahar aylarında alerjik riniti arttıran polenlerden uzak durabilmek için bir süre park ve bahçe gibi açık alanlardan da uzak durmaları önerilir.

Alerji doğuştan mı gelir sonradan mı edinilir?
Genetik olarak yatkın kişilerde alerjenlere yoğun maruz kalmak alerjilere sebep olabilir. Alerjik reaksiyonlar gösteren kişilerin çoğu hijyen kurallarına çok dikkat etmezler. Çok fazla hijyenik yaşam süren ve daha önceden hiç mikroplarla karşılaşmayan kişilerde ise bağışıklık sistemi daha çok alerjik reaksiyonlar gösterir. Bu duruma hijyen hipotezi denir. Sosyo-ekonomik seviyesi yüksek olan, çocuklarına çok fazla korumacı davranan ailelerde alerjik hastalıkların görülme sıklığı oldukça fazladır.

Annenin alerjisi varsa çocuğa geçebilir mi? Genetik ne kadar önem taşımaktadır?
Anne ya da babasından birinde özellikle solunum yolları ile ilgili alerjik bir hastalık olması halinde, bebekte bir alerjik durum ortaya çıkma olasılığı yüzde 40 civarındadır. Ebeveynlerin ikisinde birden alerjik bir durum var ise bu olasılık yaklaşık yüzde 70’tir.








Son Güncelleme Tarihi Aralık 29, 2023 Editör admin