Birçok aile çocuklarının söz dinlemediğinden ve kurallara uymadığından şikayet eder. Hatta çocuklarının her an farklı davranışlar sergilediğini ve bu duruma uyum sağlamakta zorlandıklarını söylerler. Oysa çocuklar bebeklik döneminden çıktıktan sonra bağımsız bir birey olduklarını kanıtlamaya çalışırlar.
Çocuğun her isteğini yerine getirmeyin
Çocuklar doğdukları andan itibaren sürekli istediklerini hemen almayı beklerler. Beslenme ve bakım gibi ihtiyaçları devamlı aile tarafından karşılandığından onlar için sınırlar ya da erteleme gibi seçenekler yoktur. Ancak çocuk büyümeye başladıkça ve iletişim kanalları çeşitlendikçe gözlemleme, örnek alma, taklit etme, uyum sağlama ve sınır kavramı gibi sosyal becerileri de gelişmeye başlar. Bu süreçte en önemli görev aileye düşer. Çocuğun sağlıklı bir gelişim süreci yaşayabilmesi için anne-babanın rolü çok önemlidir.
Çocuğunu mutlu edebilmek için her istediğini yerine getiren anne-babalar, ileriki dönemlerde sınır tanımaz, asi, şımarık ve uyumsuz bir çocukla karşı karşıya kalabilir. Bu sebeple çocuğun karakter özellikleri göz önüne alınarak belli sınırlar koyulmalıdır. Çocuğa sınırlar çizmek onu kısıtlamak değil aksine benlik gelişimine katkı sağlamanın en doğru yoludur.
Belli sınırlar içerisinde çocuğu serbest bırakın
Çocuklar keşfetme arzusunun yanı sıra her yeni bilgiye ve kurala karşı da yabancıdırlar. Bu sebeple çocuk için doğru sınırlar belirlenerek bu sınırlar içerisinde kendisine serbestlik tanınması daha faydalı olur. Aile tarafından koyulan sınırlar sayesinde, çocuk davranışlarını kontrol etmeyi öğrenir. Belli sınırlar içerisinde özgürce davrandığını fark ettiğinde ise güven duygusu gelişir.
Uslu çocuklar da beklenmeyen tepkiler verebilir
Çok uyumlu ve sorunsuz çocuklarda da kimi zaman farklı davranış şekilleri görülebilir. En uslu çocuklar bile yeri geldiğinde kendilerinden beklenmeyen tepkiler verebilirler. Örneğin anne-babasının sözünden çıkmayan ve her duruma uyum gösteren bir çocuk, istediği bir oyuncak alınmadığında ağlamaya ya da kendini yere atmaya başlayabilir. Ya da öfkesini ebeveynlerine vurarak belli edebilir. Böyle bir durumda anne ve baba çocuğun tam olarak ne istediğini anlamakta zorluk çekebilir.
Söz dinlemeyen, inatlaşan ve evde otorite haline gelen çocuklar, ailesi ile sağlıklı bir bağ kuramazlar. Bu sebeple de ebeveynler bir süre sonra çocuğun bu özelliklerinin onun kişiliği olduğu yanılgısına düşebilirler. Bu durum da aileyi umutsuzluğa ve paniğe sürükleyebilir. Bu dönemde yaşanabilecek her türlü problemin farkında olmak çocukla başa çıkabilmek için oldukça önemlidir. Anne-babalar özellikle yaşanan her sorundan bir yarar çıkartmalı, çocuk ile kurulan ilişkinin yıpranmaması için yapıcı davranmalıdır. Çocukla uyum ve sevgi dolu sağlıklı bir ilişkinin kurulabilmesi için çocuğun gelişimine mutlak katkı sağlanmalıdır.
Çocuğunuzun da seçme hakkı var
Sınırlar ve kurallar; çocuğun özdenetimini kazanması, sosyal hayatında uyumlu olması ve yeri geldiğinde durması gereken noktaların oluşabilmesi için gereklidir. Bu sebeple çocuğa sınırlar öğretilirken açık ve net kurallar koyulmalı, çok kısıtlayıcı davranılmamalı ya da çocuk gereğinden fazla özgür bırakılmamalıdır. Her çocuğun ayrı bir karaktere sahip olduğu ve onların da seçme hakkı olduğu unutulmamalıdır.
Çocuklar da bir bireydir ve ailelerinden farklı duygu, düşünce ve isteklere sahip olabilirler. Bu sebeple ebeveynler çocuk karşısında sakin ve sabırlı olmalıdır. Çocukla kurulan iletişim savaş haline dönüştürülürse kötü sonuçlar doğabilir. Çocuğa baskıyla ve açıklama yapılmadan konan her türlü yasak, ileriki dönemlerde çocukta özgüven eksikliğine, korkaklığa, kendini doğru ifade edememeye ve zorlayıcı tutumlara karşı direnmemeye yol açabilir. Ayrıca çocukla mümkün olduğunca zaman geçirmeye özen gösterilmelidir. Önemli olan çocukla geçirilen süre değil, zamanın verimli ve kaliteli kullanılmasıdır.
Kararlı ve tutarlı olun
Çocuklardaki sınır tanımazlık ve uyumsuz davranışlarla baş edebilmenin kesin kuralları yoktur. Bu durum ancak anne-babanın duyarlı ve tedbirli yaklaşımıyla çözülebilir. Çocuğa karşı her zaman kararlı ve tutarlı olunmalıdır. Çocukla her konuda inatlaşmak yerine ona geri dönüş yapılmayacak kurallar koyulmalıdır. Çocuklar istedikleri herhangi bir şey yapılmadığında anne-babalarına olan sevgileri azalmaz. Aksine çocuğun yaptığı her yanlış davranışa karşı duygusal yaklaşarak affetmek, ona yarardan çok zarar verecektir.
Tüm bu sıkıntı yaratan durumlar her anne-babanın başına gelebilir. Özellikle bu tarz davranışlar 2-4 yaş arasındaki çocuklarda normal gelişim sürecinin bir parçası olarak kabul edilir. Ancak uyumsuz davranışlar çok sık yaşanıyorsa, çocuk kendine ve karşısındaki kişilere zarar vermeye başlıyorsa ve ağlama krizlerine giriyorsa hemen bir uzmana danışılmalıdır. Çünkü bu tarz olaylar çocuğun anne-babasının sözünü dinlemekte zorlandığına ve ailenin çocuğa gereğinden fazla tolerans gösterdiğine işaret eder.
Son Güncelleme Tarihi Aralık 29, 2023 Editör admin