Orta kulakta sıvı birikiminin görülme sıklığı
Orta kulakta sıvı birikmesi çocukluk çağının belki de en çok görülen kulak problemi olup, çocukların yaklaşık %90’ı okul çağından önce en az bir kez bu atağı geçirir. Sıklıkla 6 ay ve 4 yaş arasında görülür. İlk yaşlarına kadar çocukların %50’sinden ve 2 yaşına kadar da %60’ından fazlasında sıvı birikimi görülmektedir. Çocukların yaklaşık %40’ında tekrarlayan sıvı birikme problemleri gözlenir ve bunların %5-10’unda bu durum yaklaşık 1 yıldan daha uzun sürer.
Gözden kaçabilir mi?
Ülkemizde görülme sıklığı her yıl %15’lere kadar çıkabilen orta kulakta sıvı birikimi, silik semptomları nedeniyle fark edilmeyebileceği için rahatlıkla kronik orta kulak hastalıklarına zemin hazırlayabilir.
Akut orta kulak iltihabında, kulak ağrısı, ateş, irritabilite, işitmede ani kayıp ve kimi zamanda akıntı gibi rahatsız edici semptomlar olduğu için aileler çocuklarını sıklıkla hekime götürürler. Oysaki kulakta sıvı toplanmasında (effüzyonlu otitlerde) tek semptom işitme kaybıdır ve özellikle de çocuk kendini net olarak ifade edemeyecek yaşta ise aile tarafından genellikle fark edilemez. Olguların %50’sinde ne hasta ne de yakınları herhangi bir yakınma bildiremezler.
Bu belirtilere dikkat!
Bebeklerde;
- Sesli uyaranlara tepki vermeme, örneğin sesin geldiği yöne başı çevirmeme
- Hafif kulak ağrısı belirtisi olarak kulaklarını tutma, irritabilite, uyku bozuklukları
- Konuşma ve dil gelişiminde gecikme
Çocuklarda:
- Sık görülen orta kulak iltihabı atakları
- Denge sorunları, beceriksizlik ya da motor gelişimde gecikme
- İşitme kayıpları; Çocuk tarafından ifade edilmese de dikkat eksikliği, davranış değişiklikleri, normal şiddette konuşmalara cevap vermeme, televizyon ya da müzik sesini çok açma, televizyonu çok yakından izleme eğilimi
- Okul başarısında azalma
- Kulakta ara sıra, çok hafif seyreden kulak ağrısı ya da patlama veya açılıp kapanma sesi gibi belirtiler aklımıza kulakta sıvı birikimini getirebilir.
Orta kulakta sıvı birikimi neden olur?
Sık geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonları, alerjik hastalıklar gibi kronik iltihaba neden olan durumlar, burun tıkanıklığı sebebiyle orta kulağa hava geçişinin engellenmesi, enfeksiyon kaynağı olan geniz etinin varlığı sıvı birikimine neden olur. Ayrıca aile içinde sigara içilmesi nedeniyle pasif içicilik gibi çevresel etkenler, siliyer yetmezlik sendromları gibi genetik faktörler ve anatomik yapıdaki bazı problemler orta kulakta sıvı birikimiyle sonuçlanan iltihaplı reaksiyonları başlatabilmektedir.
Tanısı nasıl konulur?
Dikkatli aile bireyleri veya öğretmenlerin çocuğu hekime yönlendirmeleri sonucu ya da bir sebeple hekim tarafından muayene edilen çocukta tipik kulak zarı görünümünün tespit edilmesi ile tanı konur. Hiperemik (dokunun fazla kanlanması) ya da ışık reflesini kaybetmiş , matlaşmış, damarlanması artmış zarın varlığı, kimi zamanda net olarak hava sıvı seviyesi görülmesi ya da kulak zarında büzülme veya çekilme görülmesi tipiktir. Hastaya odyometrik ve timpanometrik tetkiklerin yapılması gereklidir. İşitme tetkikinde hafif dereceli iletim tipi işitme kaybı varlığı olgunun ilerlemiş olduğunun bir göstergesidir.
Tedavi nasıl olmalıdır?
Orta kulakta sıvı birikimi olan çocukta amaç yeterli orta kulak havalanmasını sağlamak, var olan iltihabi durumu ortadan kaldırmak ve varsa enfeksiyonu gidermektir. Minimum 3-4 haftalık izlem veya medikal tedaviyle sonuç alınamıyorsa, tedaviye rağmen küçülmeyen geniz eti gibi patolojilerin varlığında ve ilk başvuruda işitme kaybının 25 dB üzeri işitme kaybı mevcut olması durumunda vakit kaybetmeden cerrahi müdahaleye geçilmelidir.
Cerrahi olarak, enfeksiyon kaynağı olarak rol oynayan geniz etinin alınması ve östaki fonksiyonundaki çözülemeyen, kısır tıkanıklık döngüsünü kırmak amacıyla kulak zarı üzerine minik ve kontrollü bir delik açılması işlemi yapılır. Bu esnada kulak içi sıvının akışına bakılarak ihtiyaç var ise ya da derin işitme kaybı varlığında zar üzerinde yaklaşık 6 ay süreyle kalacak ve sonra kendiliğinden atılacak olan “ventilasyon tüpü” adını verdiğimiz tüpler yerleştirilir.
Orta kulakta sıvı birikmesi problemi başarılı şekilde tedavi edilip, çocukta oluşabilecek istenmeyen etkilerin azaltılabilmesi için hastaların düzenli bir şekilde takibi önemlidir. Hastalar gelişim çağında oldukları için bu hastalığın doğru tedavisi çocuğun yaşam boyu taşıyacağı bazı sekellerin önlenmesi açısından son derecede önemlidir.
Son Güncelleme Tarihi Aralık 29, 2023 Editör admin