“Birçok insan duygu durumunda ani iniş-çıkışlar yaşayabilir. Bu gayet normal bir durumdur. Ancak bipolar bozukluğunda bu belirtilerin seyri daha ağırdır. Bipolar bozukluğun toplumda görülme sıklığı yüzde 1’dir ve cinsiyet ayrımı olmaksızın her kişide aynı oranda gözlemlenir”
Bipolar bir duygu bozukluğudur
Manik depresif olarak da adlandırılan bipolar bozukluk hastalığı; kişinin duygu durumu, enerjisi ve işlevselliğinde alışık olmadığı iniş çıkışlara neden olan bir duygu bozukluğudur. Bipolar bozuklukta iki uç yaşanır. Bir uçta depresyon diğer uçta ise manik yani depresyonun tam tersi semptomlar gözlemlenir. Depresyon; sosyal hayatta önceleri severek ve istenerek yapılan tüm aktivitelerin çevresel, hormonal ve genetik bozukluklardan dolayı artık yapılmak istenmemesi durumudur. Manikte ise; aşırı hareketli, enerjik, konuşkan, umursamaz, güçlü ve coşku dolu bir dönem yaşanır. Bipolar bozukluk tedavi edilmediği takdirde intihara da yol açabilen ciddi ruhsal bir rahatsızlıktır.
Bipolar bozuklukta depresyon ve manik dönem belirtileri
Bipolar bozukluğun en kritik belirtileri; manik haldeyken taşkın hareketlerin yapılması ya da sinirli olunması, konuşkanlık, aşırı hareketlilik ve bu semptomlara ek olarak depresyondur. Bipolar bozukluğun teşhisinin yapılabilmesi için bu belirtilerin hastanın kişisel ya da sosyal yaşamında ciddi sıkıntılara neden olması ya da hastane yatışının gerekecek kadar ağır olması gerekir. Manik dönemin resmi tanısı için ise taşkın ya da huzursuz duygu durumu, sosyal hayatta ve cinsel yaşamda artmalar, hızlı ve aşırı konuşma, düşünce uçuşması ya da düşüncelerin yarıştığı hissi gibi durumların yaşanması gerekir. Bunların yanı sıra kişide daha az uyku gereksinimi, abartılı benlik saygısı veya kibirlenme, özel yetenek ve aşırı güçlere sahip olduğuna inanma, dikkat dağınıklığı, aşırı para harcama, saldırgan ve öfkeli hareketler gibi durumlar da gözlemlenmelidir.
En çok 20’li yaşlarda görülüyor
Birçok insan duygu durumunda ani iniş-çıkışlar yaşayabilir. Bu gayet normaldir. Ancak bipolar bozuklukta bu belirtilerin seyri daha ağırdır. Bipolar bozukluğun toplumda görülme sıklığı yüzde 1’dir ve cinsiyet ayrımı olmaksızın her kişide aynı oranda gözlemlenir. Hastalık genellikle en sık 20’li yaşlarda başlasa da, nadiren çocukluk ve gençlik çağlarında da görülebilir. Ancak bu dönemdeki kişilerde hastalığın belirtileri daha çok davranış düzeyinde olur. Yani hastalık kendisini duygusal belirtilerden daha çok davranışsal düzeyde gösterir. Bazı durumlarda ise hem duygusal hem davranışsal belirtiler bir arada olabilir. Kadınlarda depresyon dönemi erkeklere oranla daha sıktır. Manik dönemi ise daha az görülür.
Bu belirtilerden 3 veya daha fazlası her gün yoğunlukla yaşanıyorsa ve 1 hafta ya da daha uzun bir süre devam ediyorsa manik bir tanı teşhis edilebilir. Eğer hastanın duygu durumu huzursuz ise, bu duruma ek olarak kişinin diğer semptomlardan birkaçını daha yaşaması gerekir. İnişler ve çıkışlar şeklinde gözlemlenen bu belirtiler bireysel farklılıklar gösterebilir. Bu değişiklikler bipolar bozukluğun teşhis edilmesini de zorlaştırır.
Hayat boyu tekrar edebilir
Manik ve depresyon durumları genellikle hayat boyu tekrar eder. Bipolar bozukluğu olan kişilerin çoğunluğu ataklar sırasında atak belirtileri göstermez. Yaklaşık her 3 kişiden birinde geride kalan semptomlar görülür. Bipolar bozukluğu olan hastalar tedavi görmelerine rağmen tekrarlayıcı belirtiler yaşamaya devam edebilirler.
Nedeni bilinmiyor
Bipolar bozukluğunun ortaya çıkış nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak yapılan çalışmalarda bipolar bozuklukta genetik eğilimler de gözlemlenmiştir. Yaşamın belli bir döneminde yaşanılan herhangi bir olay bu genetik eğilimi tetikleyebilir. Bunun sonucunda da kişi yaşadığı atakların farkında olmayabilir. Bipolar bozukluk yaşayan bir kişide sadece mani nöbeti olabilir. Hatta bazı vakalarda hem mani nöbeti hem de depresyon bir arada görülebilir.
Koruyucu tedavi şart
Bipolar bozukluk tedaviye çabuk cevap veren bir rahatsızlıktır. Tekrarlayabilme olasılığı yüksek olduğundan da uzun süreli koruyucu tedavi tavsiye edilir. Ve genellikle hastalar her zaman koruyucu bir tedaviye ihtiyaç duyar. Bipolar bozukluk tedavisinde en uygun yöntem, ilaçlar ve psikoterapi ikilisinden oluşan bir tedavi şeklidir. Bipolar bozukluk ilaçları ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı hekimler ve psikiyatristler tarafından yazılır.
Biyolojik ve psikolojik tedaviler de uygulanıyor
Bipolar bozukluk için çeşitli somatik (biyolojik) ve psikolojik tedaviler bulunmaktadır. Psikanalitik tedavide kişiye çocukluk çağı kayıpları, ileriki dönemlerde yaşanılan yetersizlikler ve suçluluk duygusuyla ilgili içgörü kazandırılmaya çalışılır. Bipolar bozukluk hastalığında ünlü davranış bilimci Beck’in kullandığı bilişsel bir tedavi yöntemi de vardır. Bu yöntemdeki amaç; hastadaki olumsuz ve mantıkdışı düşünme örüntülerini ortaya çıkarma, olaylara, kişinin kendisine ve yaşanan tersliklere daha gerçekçi bakma yollarını öğretmektir.
Bipolar bozukluğunda psikolojik tedaviler dışında çeşitli biyolojik tedaviler de kullanılmaktadır. Biyolojik tedavi yöntemleri en çok psikolojik tedaviyle birlikte uygulandıklarında daha etkili olmaktadır. Hastadaki depresyonu ortadan kaldırabilmek için ise elektrokonvülsif terapi (elektro şok) ve çeşitli antidepresan ilaçların işe yaradığı da görülmektedir. Bunların yanı sıra, günlük duygu durum belirtileri, alınan tedaviler, uyku düzeni ve sosyal hayatta yaşanılan olaylar hakkında not tutmak da, tedavi sürecinde hem hastanın kendisine hem de ailesine fayda sağlar. Bu notlar doktora da hastalığı en etkili şekilde izleyip tedavi etmede yardımcı olabilir.
Son Güncelleme Tarihi Aralık 29, 2023 Editör admin