Evlilik, birlikte mutlu olacağınızı düşündüğünüz biriye yeni bir yaşama adım atmaktır. Romantik ve heyecan verici flört ya da nişanlılık döneminde evliliğe hazırlanan çift, iki gönül bir olunca samanlığın seyran olacağını düşünür ve evliliklerinde aşamayacakları hiçbir sorun olmayacağına inanarak yola çıkarlar. Son yıllarda çiftler evliliğin uzaktan bakıldığı kadar kolay olmadığını gördüğü için ya işin kolayına kaçtığından ya da evliliği ciddiye almadığından devam ettirmek yerine boşanmayı seçerler. Çoğunlukla şiddetli geçimsizlik nedeniyle sonlanan evlilikler, aslında eşlerin birbirlerini anlamaya ve aralarındaki uyumu korumaya çalışmamaları nedeniyle biter.
Mutlu evliliğin sırrı birçok unsurun karışımından oluşur; biraz sevgi, saygı, güven, biraz eşlerin mutlaka vermesi gereken ödünler ve yapması gereken fedakarlıklar, biraz duygusal istikrar ve destek, biraz karşısındakinin verme ve alma ihtiyacını tanıma, biraz da maddi güvence… Sağlıklı ve mutlu evlilik için gereken bu karışımın dayandığı 5 ana bileşen vardır: Sevgi, saygı, hoşgörü, iletişim, bireysellik.
Sevgi: Her şeyin başıdır sevmek. Hoşgörülü olmanın, saygı duymanın ve bireyselliğin olmazsa olmaz iksiridir. Birey önce kendini bir bütün olarak sevmeli ve olduğu gibi kabul etmelidir ki sonra karşısındakini sevebilsin. Sevgi çiftlerin arasındaki paylaşımların artmasını, beraberliklerin daha sağlam ve sağlıklı olmasını sağlar, tartışmaların uzamasını engeller.
Saygı: Kişinin özsaygı ve özgüvene sahip olması çocukluk döneminden itibaren geçirdiği psikolojik gelişim süreciyle oluşur. Özsaygısı ve özgüveni yüksek kişiler, ilişkilerinde eşlerine de saygılı olur.
Hoşgörü: Toplum olarak kendi duygularımızı karşı tarafa kabul ettirme ve kabul edebilmeleri için diretme eğilimindeyiz. Oysaki herkes farklı kültürde farklı aile yapılarında büyür, bu nedenle farklı düşüncelere, duygulara ve yaşam tarzlarına sahip olur. Evlilik kurumu da iki farklı yetişen bireyi bir araya getirir. İşte bu farklılıklardan gelen bireylerin birbirine uyum göstermesini sağlayan hoşgörüdür.
İletişim: Çiftler birbirlerine duygularını, düşüncelerini ve beklentilerini açık bir şekilde ifade etmelidir. Bunu yaparken de “Ben” dilini kullanmalıdır; “Sen” dili evlilikte olması gereken paylaşıma terstir. Mutlu evliliğin temeli iyi iletişimle atılır. Eşlerin birbirini dinlediği ve anladığı bir iletişimleri varsa, evlilikleri de sağlam temeller üzerine kurulmuştur. Bu sayede sorunlarını ve çatışmalarını etkili bir şekilde çözebilirler.
Bireysellik: Her birey özel ve değerlidir. Pek çok insan bu gerçeğin farkında bile değildir. Kişi her şeyden önce kendisini sevmeli, sosyal ortamlarda kendisini değerli kılmalı ve yaradılış bakımından özel olduğunu bilmelidir. Birey bunları bildikten ve algıladıktan sonra çift ilişkisi çok daha sağlıklı olur. Kendisi gibi partnerinin de özel ve değerli olduğuna inanan kişi, kendi benlik yargılarını karşı tarafta arama hissi duymaz, onaylanma beklentisi içine girmez. Böyle olunca hem saygı hem sevgi görür.
Son Güncelleme Tarihi Aralık 29, 2023 Editör admin