Gebelikte hastalık ya da tanı amaçlı röntgen filmi çektirmek aşırı radyasyona alımına sebep olarak hamileliği riske atabiliyor. Central Hospital’dan Radyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Çetin Öner “Gebeliğin 2. ile 8. haftaları içerisinde tanı amaçlı 1 defaya mahsus yapılan röntgen işlemi bebeğe zarar vermez. Röntgen sebebiyle alınan radyasyon oranı 15 mgy’dan az ise risk oluşmaz ve gebeliğin sonlandırılmasına gerek yoktur. Ancak radyasyon oranı 15 mgy’dan daha çok ise gebeliğin sonlandırılması gerekebilir.” diyor.
Her canlı radyasyona maruz kalabilir
Dünya üzerindeki tüm maddeler atomlardan oluşur. Atomları oluşturan çekirdekler pozitif haldeyken elektronlar da negatif yük taşırlar. Çekirdeklerdeki bu artı ve eksi durumlar da atomu dengede tutar. Ancak atomlar mevcut dengeyi sağlayabilmek için fazla enerjiden kurtulmak için çevreye radyasyon yaymak zorunda kalırlar. Kısaca özetlemek gerekirse radyasyon, yüksek enerji özelliğine sahip X ve gamma ışınlarını düşük dalga boyunda taşıyan iyonize ışınlardır. Radyasyon dünya üzerindeki tüm canlıları etkiler. Güneş ışınlarından, yer kabuğundaki bulunan maddelere varana kadar doğal yollardan radyasyon alınabilir. Bunların yanı sıra tıpta kullanılan tetkik ve tarama araçları, bilim, teknoloji ve modern yaşam elementleri de devamlı olarak dünya üzerinde radyasyon bulunmasına sebep olur.
Anne ve bebek açısından riskli
X ışınları kullanılarak çekilen röntgen filmleri ve tomografi gibi yöntemler vücutta meydana gelen patolojilerin teşhis edilmesinde yarar sağlayan tanı teknikleri olsa da, yaydıkları radyasyon sebebiyle sağlık açısından zararlı olabilir. Özellikle normal şartlar altında insanlara zararı olan radyasyon; hamilelik sürecinde hem anne hem de bebek sağlığı açısından oldukça risk yaratabilir.
Bebekte gelişim geriliğine yol açabilir
Gebelik boyunca radyasyona ya da X ışınlarına aşırı maruz kalmak biyolojik doku hasarlarına, bebekte gelişim geriliğine, anne karnında bazı anomalilere, nörolojik rahatsızlıklara ve gebelik kaybına kadar birçok probleme yol açabilir. Tabi bu durumlar alınan radyasyonun dozuna ve gebeliğin hangi döneminde maruz kalındığına göre farlılıklar gösterebilir. Anne adayı hamile kaldığını bilmeden önce röntgene girdiyse bu tarz sorunlar bu gebelerde daha sık görülebilir. Ancak konuyla ilgili yapılan araştırmalar 10 mgy ve altındaki ışın miktarını almış olan gebeliklerde fetusun zarar görme olasılığının çok düşük olduğunu belirtiyor.
Diş, akciğer, kol ve bacak filmi çekilebilir
Hamilelikte röntgen çektirme söz konusu olduğunda dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır. Örneğin baş, diş, akciğer, kol ve bacak gibi bölgelere röntgen çektirilmesi gerekiyorsa, radyasyon doğrudan alt karnı hedef almayacağından yaydığı enerji de düşük olacaktır. Bu durumda da bebekte gelişim geriliği veya doğumsal sakatlığa yol açabilecek herhangi bir sorun oluşmaz. Ancak karın bölgesi ve üreme organlarının direkt olarak radyasyona maruz kalması bebeğin hızla büyüyen ve gelişen hücrelerinde bazı değişimlere yol açabilir. Hatta ileriki dönmelerde bebeğin kansere yakalanma riski de artabilir.
Koruyucu kıyafet fayda sağlar
Eğer hamilelik sürecinde röntgen çektirilmesi gerekiyorsa mutlaka uzman bir doktora başvurulmalıdır. Ayrıca radyasyonun dağılması için koruyucu kıyafetler de giyilebilir. Ya da anne adayının çok ciddi bir sağlık problemi yok ise, röntgen çekiminin doğum sonrasına bırakılması daha doğru olacaktır.
MR ve ultrason zararlı değil
Hamilelikte merak edilen diğer bir konu da MR ve ultrason yöntemlerinin anne ve bebek sağlığı açısından sakıncalı olup olmadığıdır. Gebelikte MR çektirmenin anneye ya da bebeğe herhangi bir zararı yoktur. Eğer gebelikte MR yöntemiyle bir tanı belirleme yapılacaksa hamileliğin herhangi bir evresinde bu işlem kullanılabilir. Ultrasonda ise yine tanı amaçlı bu yönteme başvurulması gerekiyorsa ses dalgalarının 1,0 olması gerekir. Verilen dalgalar düşük olduğu sürece risk yaratan bir durum oluşmaz.
Son Güncelleme Tarihi Aralık 29, 2023 Editör admin