Kış Fazla Kilo Mevsimi Olmasın!

Anasayfa / Haberler / Kış Fazla Kilo Mevsimi Olmasın!
Kış Fazla Kilo Mevsimi Olmasın!

Kış aylarında soğuyan havalar kişilerin kapalı mekanlarda fazla vakit geçirmesine ve daha az hareket etmesine yol açıyor. Metabolizma ise soğuğa karşı vücudu koruma altına aldığı için daha yavaş çalışmaya başlıyor. Tüm bu olanlara bir de kış aylarının getirdiği kasvetin eklenmesi kişilerin depresyon belirtileriyle karşılaşmasına ve daha fazla yeme eğilimi göstermesine neden olabiliyor. Bu durum da kilo artışına zemin hazırlayabiliyor. Kış mevsimiyle birlikte dondurucu soğuk havalar, kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilmesine ve günlük hareketlerin azalmasına yol açıyor. Bu da açık havadaki vaktin kısıtlanmasına ve yemeğe ayrılan sürenin artmasına neden olabiliyor. Soğuk havalarda vücut, ısısını koruyabilmek için diğer zamanlara göre daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyor ve beyine daha fazla acıkma sinyali gönderiyor. Bu durum, kışın yeme ihtiyacının artmasındaki diğer sebepler arasında sayılıyor. Artan yeme ihtiyacı ise kişilerin daha çok karbonhidratlı yiyeceklere yönelmesine zemin hazırlayabiliyor. Bu nedenle kış aylarında kilo artışı yaşamamak için bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor.

 

Kışın mevsimine uygun meyve ve sebzeler tüketilmeli

Kış mevsiminde düşen sıcaklıklar ile grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklara yakalanma riski de yükseliyor. Bu hastalıklarla karşılaşmamak için ise bağışıklık sistemini güçlendirilmek ve korumak büyük önem taşıyor. Bunun yolu da sağlıklı beslenmekten geçiyor. Kışın tüm bu problemlerden korunabilmek için, mevsimin getirdiği meyve sebzelerden yeterli ve dengeli şekilde faydalanmak gerekiyor. Çünkü mevsiminde yetişen her sebze ve meyve, vücudu o mevsimin hastalıklarına karşı koruyan içeriklere sahiptir.

 

Güne sağlam bir kahvaltı ile başlanmalı

Her mevsim olduğu gibi kış mevsiminde de güne muhakkak kahvaltı ile başlanmalıdır. Sabah yapılacak sağlam bir kahvaltı vücut direncini korurken, metabolizma hızının düşmesine de engel olur. Ayrıca gün içerisinde özellikle ara öğünlerde küçük bir avuç kadar badem, fındık ve mandalina gibi meyveler tüketilmelidir. Bunların yanı sıra haftada 2 defa balık, 1 kez de kuru baklagil tüketimi vücudun toparlanmasına katkı sağlayacaktır.

 

Günde en az 1,5 litre su şart

Kış beslenmesinde diğer bir önemli nokta, her mevsim olduğu gibi bu aylarda da bol su tüketimidir. Soğuyan havalarla birlikte daha çok sıcak içeceklere rağbet edilmesi su tüketiminin unutulmasına yol açıyor. Ayrıca soğuk havalarda susuzluk hissi fark edilemeyebiliyor. Fakat bilinmelidir ki çay ve kahve tarzı içecekler, suyun yerini tutmamasının aksine vücuttan su atımına sebep oluyor. Bu da vücutta daha fazla su ihtiyacı oluşmasına zemin hazırlıyor. Eğer kış aylarında sıklıkla sıcak içecek tüketiliyorsa günde minimum 1,5 litre su içilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Egzersiz programı uygulanıyorsa bu miktar daha da arttırılmalıdır.

 

C vitamini, protein ve demir içeren gıdalar sofradan eksik edilmemeli

Kışın yavaşlayan bağışıklık sistemi, portakal, mandalina, greyfurt gibi C vitamini bakımından zengin turunçgiller ve nar, elma, ayva gibi mevsim meyveleri ile güçlendirilmelidir. Ispanak, pazı, lahana, karnabahar, Brüksel lahanası, kereviz, pırasa gibi sebzeler de kışın sofralardan eksik edilmemelidir. Kırmızı et ve yumurta gibi hayvansal besinler protein, demir ve çinko, kış mevsiminin getirdiği balıklar ise iyi bir selenyum kaynağıdır. Bu nedenle hayvansal proteinin yanısıra “haftada en az 1 gün balık” kuralına muhakkak uyulmalıdır.

 

Kuru baklagil, yağlı tohumlar ve posalı meyvelerin tüketimi önemli

Toplumumuzda sıkça tüketilen kuru baklagiller, iyi birer bitkisel protein kaynağı olmakla birlikte önemli oranda demir, çinko ve selenyum içerir. Fındık, badem, ceviz gibi yağlı tohumlar da magnezyum, selenyum ve çinko bakımından oldukça zengindir. Havuç ve balkabağı A vitamininin öncüsü beta karoten kaynağıdır. Sarımsak ve soğan ise antimikrobiyal ve antiviral içeriği ile halk arasında bilindiği gibi antibiyotik bir etkiye sahiptir. Ayrıca posa içeriği yüksek meyve ve sebzeler de sindirim mekanizmasının, dolayısıyla bağışıklık sisteminin korunmasında pay sahibidir.

 

Daha güçlü bir bağışıklık sistemi için probiyotiklere yer açılmalı

Hareketsizliğe ve beslenmeye bağlı olarak oluşan bağırsak problemlerini en aza indirmek için beslenmede muhakkak probiyotik gıdalara yer açılmalıdır. Yoğurt, kefir, turşu önemli probiyotik kaynaklarındandır. Ayrıca probiyotikler bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde de büyük öneme sahiptir. Kış mevsiminde bağışıklık sistemine baharatlar ile destek olmak gerekir. Özellikle zencefil, zerdeçal, kekik ve karabiber yemeklere ya da çaylara mutlaka yeterli miktarda eklenmelidir. Bu baharatlar insanın içinin ısınmasına da katkı sağlayacaktır.

 

Bilinçsiz vitamin takviyesine dikkat

Bilhassa kış aylarında ekranlarda dönen reklamların etkisiyle kişiler, gereksiz vitamin ve mineral kullanımına yönelebiliyor. Fakat reklamlara aldanarak, bir doktora danışmadan ve vücut değerlerinde eksiklik olup olmadığına bakılmadan vitamin-mineral takviyesi almak doğru değildir. Unutulmamalıdır ki bu tabletler bilinçsiz kullanıldığında saç dökülmesi, bulantı hatta anemi gibi birçok rahatsızlığa yol açabilen yan etkilerin ortaya çıkmasını tetikleyebilir.

 

Haftanın 3 günü egzersiz yapılmalı

Kış mevsiminde azalan fiziksel aktivite, gecelerin uzaması ve yemeklerin gece geç saatlerde yenmesi vücut ağırlığına artış olarak yansıyabiliyor. Bu artış da, mevsimsel depresyonu beraberinde getirebiliyor. Hem kilo artışını hem de depresyon belirtilerini ortadan kaldırabilmek için ise düzenli fiziksel aktivite gerekiyor. Çünkü kış aylarında, vücutta hormonal olarak daha fazla yağlanma meydana gelir ve vücut, daha fazla egzersize ihtiyaç duyar. Bu nedenle haftanın en az 3 günü, 40 dakika süreli ve tempolu egzersizler yapılmalıdır. Böylece zihni boşaltma fırsatı bulunurken vücut ağırlığı da korunabilir.

 

Enerji ihtiyacı karbonhidratlı yiyeceklere yönlendirmesin

Kış aylarında yeterli uyku alınmadığında, mevsimin getirdiği yorgunluk ve halsizlik sebebiyle konsantrasyon ve performans düşüklüğü yaşanabilir. Bu durumlarda genellikle gereken enerjiyi yiyeceklerle karşılama ihtiyacı duyulur. Kişiler de enerji kazanabilmek için karbonhidrattan zengin yiyeceklerin tüketimine yönelir. Dengeli beslenemeyen vücudun ise bağışıklık sistemi zayıflar. Bu nedenle kışın yeterli ve düzenli uyumaya ayrıca dikkat edilmelidir.

 

Güneş ışınları değerlendirilmeli

Kış mevsimi denildiğinde akıllara ilk olarak yağmurlu ve kasvetli havaların hakim olduğu bir görüntü gelse de elbette durum her zaman aynı olmaz. Kış aylarında da güneş sıcak yüzünü gösterecektir. İşte böyle günlerde yazın depolanan D vitamini seviyesini dengede tutabilmek için mutlaka güneşten faydalanılmalıdır. Yalnızca yüz ve kolların ön kısımlarının 15-20 dakika güneşlendirilmesi yeterli olacaktır.

 

Son Güncelleme Tarihi Aralık 29, 2023 Editör admin