Obezite, sağlığı tehdit edecek şekilde vücutta aşırı yağ birikimi şeklinde tanımlanır. Özellikle son 20 yılda tüm dünya geneli ve Türkiye’de hızla artarak toplum sağılığını ciddi şekilde tehdit eden toplumsal bir sorun haline gelmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), obezitenin yaygınlığını “Pandemi” olarak değerlendirerek önemine vurgu yapmıştır. Obezite, yol açtığı genel olumsuzluklar yanında, diyabet, kalp-damar hastalıkları ve kanser gibi hayati risk taşıyan hastalıkların gelişmesine de neden olarak sağlık sistemine büyük bir yük oluşturmaktadır.
Obezitenin ağırlık derecesi, vücut ağırlığının (kg), boy değerinin (m) karesine bölünmesi ile formüle edilen “Vücut Kitle İndeksi” değerine göre gruplandırılır. Normal insanlarda 25’den küçük olan bu değer 40’dan büyük ise, “3.cü derece (Morbid) Obezite ’den söz edilir. Bu grup kişilerin cerrahi dışı yöntemlerle kilo verme olasılıkları son derece düşük olup, cerrahi yöntemlerin gerekliliği konusunda tıp otoriteleri fikir birliği içindedir. Vücut Kitle İndeksi 35–40 arasında olan kişilerde ise, başarısız kilo verme girişimlerine ek olarak obezitenin neden olduğu diyabet, hipertansiyon, kan yağlarının yüksekliği, uyku apnesi ve iskelet sistemi sorunları gibi yandaş sorunların varlığında obezite cerrahisi önerilmektedir.
Yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle obezite ameliyatı olmaya karar veren hastamız Zerrin M., genel cerrahi uzmanı Prof Dr. Rafet Yiğitbaşı tarafından gerçekleştirilen başarılı obezite ameliyatı ile sağlıklı günlere doğru yol almaya başladı. Zerrin hanım, obezite ameliyatı öncesinde ve sonrasında yaşadıklarını ameliyat olmak isteyen ve bu kararı vermede zorluk çekenler için anlattı.
Ameliyat Olmaya Nasıl Karar Verdiniz?
Öncelikle doktoruma çok teşekkür ederek söze başlamak istiyorum. 20 yıldan uzun süredir giderek artan kilo problemim vardı. Beni obezite ameliyatına götüren nedenlerin başında, değişken ve riskli şekilde ilerleyen tansiyon problemi, bel ağrılarımın çoğalarak artık dayanılmaz hale gelmesini, giderek hareketsizleşmemi ve şeker krizlerini sayabiliriz. Obezite ameliyatı olma fikrine karar verdikten sonra hekim arayışına girmiştim. Bir tanıdığımın önerisiyle Prof. Dr. Rafet Yiğitbaşı’na ulaştım. Ameliyat için hekimime karar vermemle üzerimden büyük bir yük kalkmıştı.
62 Yaş Obezite Ameliyatı İçin Bir Engel Değil!
Yaşım gereği obezite ameliyatı olup olmamakta kararsızdım. Günlük rutin içerisinde yaşadığım hareketsizlik, düzensiz beslenme modeli ve bunun sonucunda oluşan rahatsızlıkları doktoruma anlatarak ameliyat olmak istediğimi belirttim. Obezite ameliyatı olabilmek için yaş sınırı 65’miş. Yani ben yaş sınırına yakın bir yaştayım. Doktor olan bazı aile dostlarım bile beni vaz geçirmeye çalıştılar. Prof. Dr. Rafet Yiğitbaşı, kilo kontrolü ve yapılan testlerin çıkan sonuçlarını değerlendirdikten sonra obezite ameliyatı için gerekli kriterleri karşıladığımı söyledi.
Ameliyat Sonrası Hayatınızda Neler Değişti?
Ameliyat sonrası uyandığım andan itibaren eskiden beri var olan bel ağrım dışında, hiçbir ağrı veya sorun yaşamadım. Uzun süredir değişken ve sağlığımı oldukça bozan bir tansiyon problemim vardı. Ameliyat sonrası doktorumun önerisiyle tansiyon ilaçlarımı tamamen bıraktım. Hastaneden taburcu olduktan sonra tansiyonum hep sabit kaldı. Sık sık yaşadığım tatlı krizlerim son buldu. Atıştırmaların hepsi hayatımdan çıktı. Beslenme değişikliğinin yanı sıra fiziksel aktivitelerle yeni düzenimi devam ettirmeye çalışıyorum. En önemlisi de tüm bu uğraşların sonucunda 3 aylık sürede sağlıklı bir şekilde 22 kilo verdim.
Ameliyat Sonrası Her Geçen Gün Daha Çok Hafifledim
Obezite ameliyatı sonrasında vücudumda ve midemde hiçbir ağrı hissetmedim. Ameliyattan sonra zamanla çok hafifledim. Her geçen gün benim için eğilip kalkmak ve hareket etmek daha da kolaylaşıyordu. Yıllardır çektiğim bel ağrılarından da kurtuldum. Ameliyat öncesi 800 adım attığımda zorlanır iken, şimdi düzenli olarak günlük ortalama 6500, hatta 9.000 adım atabiliyorum. Tabi egzersizi artırmam zayıflamamı da desteklemeye yardımcı oluyor.
Teşekkürler
Başta beni obezite ameliyatı olmaya ikna eden ve sağlıklı bir yaşam şekline geçiş yapmama destek sağlayan Prof. Dr. Rafet Yiğitbaşı’na teşekkürlerimi iletiyorum. Daha sonra da hastanede kaldığım süre boyunca desteklerini esirgemeyen hemşirelik hizmetleri, otelcilik hizmetleri ve yardımda bulunan tüm hastane personeline teşekkür ediyorum.
Hekim Görüşü
62 yaşında olan hastamız Zerrin M, obeziteye bağlı gelişen ve uzun yıllardır devam eden sorunları nedeniyle bize başvurdu. Obezite cerrahilerinde maksimum yaş 65’dir. Hastamızda sınır olarak kabul edilen yaşa oldukça yakındı. Vücut Kitle İndeksi 57’nin üzerindeydi. Bu değer cerrahi risklerin yüksek olduğu anlamına gelmekteydi. Yapılan muayene ve tetkiklerde hastamızın sağlık durumunun obezite işlemine elverişli olduğunun tespiti ve hastamızın da cesaretiyle birlikte ameliyat listemize aldık. Alternatif cerrahi teknikler hakkında hastamızı bilgilendirerek tercih hakkı sunduk. 1 aylık hazırlık programını takiben “Sleeve Gastrektomi (Tüp mide)” operasyonunu gerçekleştirdik.
Zerrin Hanımın tüp mide ameliyatı sonrası 3. ay kontrolünde vücut kitle indeksinin 57’den 49’a düştüğünü belirledik. Azimli ve uyumlu olan hastamız Zerrin Hanım, önerdiğimiz beslenme düzeni ve fiziksel aktiviteleri her gün düzenli yapıyor. Teşvik ettiğimiz ve hastalarımızdan beklediğimiz önerileri çok başarılı ve iradeli bir şekilde uyguluyor. Zerrin Hanımla aynı günlerde ameliyat ettiğimiz hastalarımız 17–18 kg vermişken, Zerrin Hanım bu süreçte 22 kg verdi. Hastamıza yaptığımız kan sayımı, kan yağları, kan şekeri, demir ve B12 vitamini ve diğer biyokimyasal testlerimizin tümü sağlıklı bir insanın değerlerinde görünüyor. Zerrin Hanımı azminden dolayı tebrik ediyorum. Kendisini 6. ay ve 1. yıl kontrollerine daha sağlıklı bir şekilde bekliyoruz.
Prof. Dr. Rafet Yiğitbaşı
Genel ve Bariatrik Cerrahi Uzmanı
Son Güncelleme Tarihi Aralık 29, 2023 Editör admin