Sonbaharda Uykusuz Kalmayın

Anasayfa / Haberler / Sonbaharda Uykusuz Kalmayın
Sonbaharda Uykusuz Kalmayın

Sonbahar aylarında vücutta değişiklikler yaşanıyor

Sonbahar ayıyla birlikte gündüzlerin kısaldığı, gecelerin ise uzamaya başladığı sonbahar mevsimini karşıladık. Dolayısıyla yazdan çıkarken kişilerin vücut biyolojik saatinde de değişimler yaşanmaya başladı. Bu durum da kişilerde uyku bozuklukları gibi şikâyetlerin görülmesine yol açar oldu. Çünkü sonbahar aylarında vücut ritmini sağlayan ve uykuya dalma hızını ayarlayan melatonin hormonunun etkisinde azalma görülebiliyor. Melatonin hormonunun azalmasına bir de seratonin azlığı eklendiğinde vücut bağışıklığında zayıflama baş gösterebiliyor. Bağışıklığı azalan vücutta ise uyku bozukluğu, nezle, grip ve soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklar ortaya çıkarken, var olan bu hastalıkların seyri de ağırlaşabiliyor. Bu gibi sorunları yaşamamak için ise günlük uyku düzenini sağlamak ciddi önem taşıyor.

 

Uyku yaşamsal zorunluluktur

Uyku, insan sağlığı için oldukça aktif bir süreçtir ve insanların yaşam süresinin ortalama olarak üçte birini oluşturur. Bu nedenle her gece belli sürelerde sağlanması gereken uyku, bireylerin zihinsel ve fiziksel sağlığı açısından yaşamsal bir zorunluluktur. İşte bu sebeptendir ki uyku olmadan bir yaşam sürdürmek imkansızdır. İnsan vücudunun onarım süreci olarak adlandırılan bu süreçte aynı zamanda bedensel ve zihinsel verilerin depolanması, ayrıştırılması yapılırken, hafıza ve metabolik süreçler de düzenlenir. Bu gibi süreçlerin yaşandığı uykunun aksaması ise kişilerin yaşam kalitesinin düşmesine yol açabilir.

 

Uyku ihtiyacı yaş gruplarına göre değişebiliyor

Normal uyku süresi, kişinin gereksinimine ve yaş dönemine göre değişiklik gösterir. Genetik özellikler de önemli bir belirleyicidir. Gündüz, uykulu olma hali hissetmeden fiziksel ve zihinsel zindelikle uyanılan zaman, kişi için normal süre olarak belirlenebilir. Bu normal süre, yetişkin bireyler için 4-11 saat iken, yenidoğanlar için 16-18 saat aralığındadır. Çünkü çocuklukta uyku gereksinimi ve süresi daha uzun olur. Ayrıca çocuklarda uyku sürecinin büyük bir kısmı rüyalı uykudan (REM) oluşur. Bu uykunun süresi çocuk büyüdükçe azalırken, özellikleri de yetişkin uykusuna benzer içerik kazanmaya başlar.

 

En sık uykuya dalma ve uykuyu sürdürme problemi yaşanıyor

Uyku bozuklukları özellikle sonbahar aylarında sıklıkla yaşanıyor. En sık görülen uyku problemlerinin başında ise uykuya dalma ve uykuyu sürdürme güçlükleri geliyor. Gündüz uyku hali ve horlama ile kendini gösterebilen uykuda solunum bozuklukları, huzursuz bacak sendromu, uykuda hareket bozuklukları ve vücudun biyolojik saatinde ortaya çıkan değişikliklere bağlı oluşan sorunlar da diğer önemli uyku bozukluklarıdır. Ayrıca, çoğunlukla çocukluk çağlarında görülen kabus bozuklukları, uyku içeriğini bozan uykuda yürüme ve konuşma, rüyalı uyku dönemine özgü bozukluklar da diğer uyku problemleri arasında yer alıyor.

 

Uykusuzluk, ruh sağlığını tehdit etmeye başlayabilir

Yaz mevsiminden sonbahar aylarına geçişte insan vücudu iklim değişikliklerine ayak uydurmaya çalışır. Yaz boyunca bol bol güneş ışını alan vücut, kapalı havalarda alıştığı D vitaminini alamamaya başlar. Bu durum da insan psikolojisinde dalgalanmaların yaşanmasına neden olabilir. Bu tabloya kronik uykusuzluk eklendiğinde ise vücut direncinde düşme yaşanabilir. Direnci düşen vücutta metabolik hastalıklara yatkınlık artabilir, şeker dengesi ve solunum ritmi bozulabilir. Bunların yanı sıra konuşma, dikkat bozuklukları ve unutkanlık başlayabilir, stres hormonu salgılanmasına bağlı gerginlik ve tahammülsüzlükler ortaya çıkabilir.

 

Uzman desteği şart

Kaliteli ve yeterli uyku süreci, sağlıklı bir gündüz yaşantısının tamamlayıcısıdır. Bu nedenle yalnızca kronik değil, mevsimsel uyku bozuklukları da önemsenmelidir. Yaşanan şikayetler içinde mutlaka bir uzman desteği alınmalı ve gerekli uyku kalitesinin sağlanması için çeşitli çözüm yolları aranmalıdır. Çünkü uyku apnesi olarak bilinen uykuda solunum bozuklukları, kalp-damar sistemi ve metabolizma üzerindeki etkileri, apne gibi gündüz uyuklamalarına yol açan ve önlenemeyen uyku atakları doğru tanı ile çözüme kavuşturulabilir. Ayrıca trafik ve iş kazalarına sebep olabilen narkolepsi, insomnia (uykusuzluk) ve kişide endişe ve depresif ruh halleri yaratabilecek huzursuz bacak sendromu yine yalnızca doğru tanı ile tedavi edilebilir.

 

Tanı için test ve değerlendirmeler gerekebilir

Uyku bozukluklarının tanısı için ilk olarak, konunun uzmanı hekimler tarafından hastanın uyku alışkanlıklarına ilişkin ayrıntılı öykü alınır. Daha sonra nöropsikolojik değerlendirme, sistemik muayene, laboratuvar testleri, görüntüleme yöntemleri ve uyku testi ile uyku bozukluğunun tanısı konur. Tedavi yöntemine ise hastalığın türü ve ağırlığına göre karar verilir. Uyku bozukluklarında, ilaç tedavileri ve CPAP cihazı kullanımından, üst solunum yollarına yönelik operasyonlara kadar farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir.

 

Erken ve doğru tanı çok önemli

Gerek mevsimsel gerekse kronik uyku bozuklukları tedavi edilebilir hastalıklardır. Fakat erken ve doğru tanının çok önemli olduğu unutulmamalıdır. Kaliteli bir uykuya sahip olabilmek için rastgele uyku ilaçları kullanmak doğru değildir. İlk aşama konunun uzmanı hekimlerden destek alarak sorunun kaynağına yönelmek ve tedaviyi buna göre planlamak olmalıdır.

 

Sonbaharda kaliteli bir uyku için bu kurallara dikkat!

  • Uyku bozukluklarının nedeni ister mevsimsel ister kronik olsun öncelikle, uzman hekimlerden kaliteli uyku konusunda bilgi edinilmeli,
  • Kaliteli bir uyku için düzenli yatış ve kalkış saatlerine uyulmalı,
  • Yatmadan önce stresli aktivitelerden, yoğun fiziksel egzersizlerden ve uyarıcı ilaç ya da içeceklerden uzak durulmalı,
  • Yatak odası sessiz ve karanlık olmalı,
  • Odanın ısı ve havalandırması uygun şekilde ayarlanmalı,
  • Yatma saatinde çok aç ya da çok tok olmamaya özen gösterilmeli,
  • Uyku ihtiyacı hissetmeden yatağa girilmemeli
  • Uyuma sıkıntısı yaşandığında uyumak için aşırı çaba sarf edilmemeli,
  • Gün içerisinde bol bol temiz hava alınmalı
  • Yağmurlu hava şartları hakim olsa dahi yürüyüş yapmaya özen gösterilmelidir.

 

Son Güncelleme Tarihi Aralık 29, 2023 Editör admin