Artık neredeyse herkes sağlığı için her gün vücudunun ihtiyaç duyduğu kadar su içmesi gerektiği bilincine sahip. Çünkü su, vücut ısısını dengede tutmak, kanın hacmini dengelemek, besinlerin sindirimine yardımcı olmak ve beyin, omurilik gibi çeşitli organları dış etkenlerden korumak gibi önemli görevler üstleniyor. Vücudun susuz kalması ise vücut işleyişinin sekteye uğramasına yol açabiliyor.
Kan şekeriniz düşüyorsa…
Açlık duyuyor, başınız dönüyor ya da güçsüzlük hissediyorsanız kan şekeriniz normalden daha düşük seviyelerde seyrediyor demektir. Halk arasında kan şekeri düştüğünde ağza bir parça çikolata, lokum ya da şeker atmak gibi bir alışkanlık hakim. Oysa tüm kan şekeri düşüklüğü belirtileri dehidratasyonla aynı özellikleri taşır. Bu gibi belirtileri hissettiğinizde tatlıya değil, suya ihtiyaç duyduğunuzu hatırlamalısınız.
Kabızlık sorunu yaşıyorsanız…
Susuzluk, çeşitli sağlık sorunlarının yanı sıra sindirim ve boşaltım sistemi problemlerine de yol açabiliyor. Çünkü az sıvı alımı bağırsak hareketlerinin yavaşlamasına neden oluyor. Yeterli su içilmediğinde dışkı bağırsak içerisinde çok yavaş ilerliyor ve kabızlık yaşanıyor. Tuvalete girme sıkıntısı yaşıyorsanız günlük su tüketimini arttırmanız gerekiyor.
Baş ağrısı çekiyorsanız…
Birçok kişi gün içerisinde sonu gelmeyen baş ağrılarıyla karşı karşıya kalıyor. Ayrıca gün içerisinde aşırı sinirlilik ve odaklanamama problemi de yaşayabiliyor. Fakat kişiler, bu baş ağrılarının sebebini uykusuzluk, stres ya da yorgunluğa bağladıkları için çoğu zaman çok da üzerinde durmuyor. Oysa bu ağrıların altında genellikle susuzluk problemi yatıyor. Yapılan araştırmalar dehirasyon probleminin ruh halini olumsuz etkilediğini söylüyor. Üzerinizde bir gerginlik veya baş ağrısı hissediyorsanız su içme vaktiniz gelmiş demektir. Çünkü su vücuttaki besin maddelerini taşıyarak toksinleri uzaklaştırıyor, bilişsel performansı yükseltiyor ve baş ağrılarının önüne geçiyor.
Günlük performansınız düşüyorsa…
Günlük koşturmacanız içerisinde bir güç kaybı ya da enerji düşüklüğü hissediyorsanız büyük bir bardak suya ihtiyacınız var demektir. Uzmanlar, yaşanan susuzluğun günlük performansı olumsuz yönde etkilediğini savunuyor. Yaşanacak güç kaybı kişilerin dayanıklılığını ve motivasyonunu düşürürken, egzersiz performansını da ciddi oranda azaltıyor.
Dudaklarınız çatlıyorsa…
Dudaklarınız çatladığında bu durumu havanın çok sıcak ya da çok soğuk olmasına bağlıyorsanız yanılıyorsunuz. Eğer vücudunuza yeteri kadar su depolamıyorsanız, vücut kendi içerisinde bir önem sıralaması yaparak mevcut suyu kalp ve beyin gibi önemli organlara taşıyor. Sonuç olarak da dudaklar susuz kalarak çatlamaya başlıyor. Daha pürüzsüz dudaklar için vücudu susuz bırakmamaya özen göstermelisiniz.
Saçlarınız dökülüyor, saç deriniz kepekleniyorsa…
Cilt için ciddi önem taşıyan suyun yetersiz tüketimi saç derisi için de önemli tehlikeleri beraberinde getiriyor. Susuzluk saç derisinin kurumasına neden olurken, kepeklenme sorununa da zemin hazırlayabiliyor. Zamanla saçın deriye tutunma gücünü azaltarak saç dökülmesini de hızlandırabiliyor. Daha sağlıklı saçlar için daha fazla su tüketmelisiniz.
Cildiniz yaşlanıyorsa…
Susuz bırakılmaya gelmeyen bir diğer organımız da derimizdir. Hatta en büyük organımız olarak adlandırılan derinin su ihtiyacı da büyüklüğüyle eşit orantı taşır. Öyle ki dolaşım sistemi deriye yeterli su taşıyamadığında hücrelerdeki su azalır. Bu da derinin onarım hızının düşmesine yol açar. Daha hızlı bir cilt yaşlanması ile karşı karşıya kalmamanız için günlük su tüketimine dikkat etmeniz gerekiyor.
Kısacası su hayattır. Doğadaki tüm canlılar hayatta kalabilmek için suya ihtiyaç duyar. Susuz kalmak ise sayısız hastalığa davetiye çıkarabilir. Yaşamın devamı için yegane ihtiyacınızın su olduğunu unutmayın ve günlük 1,5 ila 2 litre aralığında su tüketmeyi ihmal etmeyin.
Son Güncelleme Tarihi Aralık 29, 2023 Editör admin